Otoimmun Hastalıklar

Otoimmun Hastalıklar

Haşimato hastalığı önemli bir sorundur. Basit bir trioit rahatsızlığı gibi asla düşünmeyin. Çünkü haşimato teşhisi almışsanız hayatınızda artık bazı şeyler değişecek demektir.

Otoimmun Hastalıklar

Haşimato neden mühim bir sorun?

Haşimato hastalığı önemli bir sorundur. Basit bir trioit rahatsızlığı gibi asla düşünmeyin. Çünkü haşimato teşhisi almışsanız hayatınızda artık bazı şeyler değişecek demektir.

Haşimato hastalığı, otoimmun bir rahatsızlıktır. Yani sizin bağışıklık sisteminizin artık çok çalışmadığı ya da bağışıklık sisteminizin zayıf düştüğünün bir ispatıdır haşimato rahatsızlığı. Bu sebeple haşimato hastalığını dikkate alıp tedavileri hızlıca yapmak lazım. Artık sizin beslenmeniz bu saatten sonra değişmek zorunda. Artık tiroitle ilgili tahlillerinizin rutin bir şekilde yapılıp takip edilmesi gerekmekte. Dolayısıyla kilo alımından tutun da üzüntünüz, ödeminiz, vücudunuzdaki değişiklerin nedeni haşimato rahatsızlığıdır bu saatten sonra. Bu nedenle haşimatoyu lütfen ciddiye alın ve önemli bir rahatsızlık olduğunu bilip ona göre bir tedavi programına dahil olun.

Çölyak tedavisinde biorezonans metodu nasıl çalışır?

Biorezonans metodu bütün otoimmun rahatsızlıklarda olduğu gibi çölyak hastalığında da etkili bir tedavi metodudur. Bilindiği gibi çölyakta özellikle glutene karşı bir enteropati gelişmekte ve bu vücudun bağışıklık sistemini etkileyen bir otoimmun süreçte devam etmekte.

Dolayısıyla sistemik etkileri olan lokal bir otoimmun rahatsızlıktır çölyak hastalığı. Biorezonans metodunda diğer bütün rahatsızlıklarda olduğu gibi çölyak hastalığında da intoleransları ve gıda alerjilerini öncelikle tedavi edip bunların ters frekansını verip nötrleştirdikten sonra hastalığına özgü bir beslenme planı ile otoimmun rahatsızlığının yani çölyak hastalığının tedavisi ve takibi yapılır. Tedavi bittikten sonra uzun ara takiplerle de hasta izlenir ve biyokimyasal süreçte hasta dikkatlice takip edilir.

Romatoid artrit tedavisinde biorezonans ve ozon tedavisi etkili olur mu?

Romatoid artrit önemli bir otoimmun rahatsızlıktır. Genelde sabah kalktığınızda özellikle başta el bileğiniz olmak üzere eklemlerinizdeki ağrıyla ve sabah tutukluğuyla karakterize bir rahatsızlıktır. Çocuktan yaşlıya kadar birçok insanda görülebilir. Otoimmun rahatsızlıktır, bağışıklık sistem rahatsızlığıdır romatoid artrit . Dolayısıyla bu tür rahatsızlıkların tedavisinde hep sabırla hem de multifaktöriyel yani birkaç farklı metodun da desteklenmesiyle başarılı olunabilir. Romatoid artrit tedavisinde biorezonans önemli bir destektir. Otoimmun hastalıklarda biorezonans ciddi destek sağlar ve bu konuda başarılıdır. Bununla birlikte ozon tedavisi de romatoid artrit tedavisinde uyguladığımız bir başka GETAT (geleneksel ve tamamlayıcı tıp) uygulamasıdır. Ozon tedavisinde de seans seans orta doz ozon yüklemesi yaparak bu hastalara tedavide başarılı olarak ilerleyebiliyoruz.

Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) neden ve nasıl oluşur?

Bağırsaklarımız bizim ikinci beynimiz. Son yıllarda sıkça duyar olmuşsunuzdur bağırsaklarımızın ikinci beyin olduğunu. Aslında yıllar öncesinde Hipokrat’ın bir sözü var: Hastalıklar bağırsaklardan başlar yönünde. Gerçekten de bağırsaklar bizim için çok önemli. Vücudumuzun en önemli organlarından biridir ve savunma hattımız bizim bağırsaklardan başlar. İşte geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) hastalığı da bağırsakların önemi ortaya çıktıktan sonra anlaşılan bir hastalık. Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) bağırsakların normalde olması gereken geçirgenliğinin dışında yani aminoasit, yağ asidi, glukoz, vitamin, minerallerin dışında birçok başka maddeleri de ağır metalleri, toksinleri, kimyasal maddeleri de geçirmesiyle oluşan bir rahatsızlıktır. Normal şartlarda bağırsaklarımızın bunları geçirme şansı zaten yok. Çünkü bağırsaklarımız o kadar güçlü bir yapıya sahip ki dört katmandan oluşur bağırsak duvarı. En iç katman da o bağırsak astarı denen katman da sıkı bağlantılarla hücreler birbirine bağlıdır. Bunların önünde virüsler dediğimiz tüyler, virüslerin önünde mikro virüsler dediğimiz başka tüyler ve onun önünde mukus tabakası ki bu mukus tabakası antikorları salgılar, mukusun önünde de hepinizin bildiği faydalı bakteriler denen bağırsak florası yer alır. Düşünün. Aslında bağırsak geçirgenliği değil bağırsağın nasıl geçirmemesi gerektiğini konuşmamız lazım çünkü bu kadar güçlü bir yapıya sahip bağırsak duvarlarımız. İşte bu yapı bozulup öndeki floramız yani probiyotik diye bildiğiniz faydalı bakterilerimizin dağılması dispiyozis dediğimiz farklı yerlere gitmesi alttaki mukoza ve virüs dediğimiz tüylerin dağılması sebebiyle hücrelerimiz sıkı bağlantıdan çıkıp açıkta kalır. Sonrasında bu hücreler arasındaki geçirgenlik de artınca ve bu geçirgenlik arttıktan sonra da diğer bütün maddeleri geçirmeye başlar. İşte buna biz geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) diyoruz. Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) nasıl oluşur? Bakın ağızdan mideye kadar 40 cm., mideden anüse kadar yaklaşık 6-8 metre arasında sindirim sistemi uzunluğu var. Dolayısıyla sindirim sistemi ağızdan itibaren anüse kadar sindirim işlevleri yerine getirir ve her organın başka görevi vardır. Yüzey alanı, açtığımız zaman bağırsaklarımız ortalama anatomistlere göre 40 metrekarenin üstünde bir alana sahip. Bazıları bir futbol sahası kadar da der ama anatomistleri baz aldığımızda en az 40 metrekare. Bu inanılmaz büyük bir alan. Bu alanın bizim her zaman için güçlü, sıkı, vücut için gerekli olan vitamin, mineral ve diğer gıdaları seçici geçirgen olarak çalışması gereken bir yapı. Normal şartlarda midemizin pH değeri 1 ile 2 arasıdır. Bu bize lazım, bazı gıdaların başta karbonhidratlar, proteinler gibi, yağlar gibi gıdaların sindirimi için mutlak suretle pH değerinin düşük olması lazım ki asit ortamda bunlar parçalanırlar. Parçalandıktan sonra ince bağırsağa geçilir, ince bağırsakta yağların sindirimi devam eder. Parçalanmış proteinler ince bağırsaktan itibaren hem sindirime devam eder hem de emilmeye devam eder. İnce bağırsakta karbonhidratların emilimi başlar ve biter. Glukoza döndüğü için çok daha hızlı biter. Yağların emilimi de yağ asidi olarak devam eder. Bu yapı nasıl bozulur? Birçok neden var. Örneğin kullandığımız anti asitler veya mide pH değerini yükselten ilaçlar. Midenin pH değeri 1-2 arası değil de 5-6 olduğu anda proteinlerimiz parçalanmadan ince bağırsağa iniyor. İnce bağırsağa indikten sonra sindirim tamamlanmadan emilmeye çalışıyor ve emilirken de eğer ki öncesinde geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) başlamışsa buradaki savunma hücrelerimiz bunu bu geçirgenlik esnasında parçalanmamış proteinleri antijen kabul ediyor ve antikor üretiyor. İşte Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) hastalığın birinci sorunu. Otoimmun hastalıkların nedenini teşkil eden sorunlardan biri. Vücudun bu maddelere verdiği reaksiyon. Diğeri basit karbonhidratlar. Aslında basit karbonhidrat dediğimiz basit şekerler. Mesela aç karnına bir çocuğa iki tane çikolata yedirin, ağzını 20 dakika sonra kokladığınızda alkol kokusu alırsınız. Basit karbonhidratlar bağırsaklara indiğinde alkole dönüşürler. Bu yine bağırsak duvarlarını bozan bir etkidir. Bir başkası ise; son yıllarda Sağlık Bakanlığı bununla ilgili önlem alsa da önceki yıllarda çok fazla tükettiğimiz antibiyotikler. Sürekli antibiyotik kullanımı her türlü hastalıkta ihtiyaç olsun olmasa da antibiyotik kullanımı bağırsak duvarlarındaki bizim için faydalı olan B vitaminlerini, A, D, E, K vitaminlerini üreten, bizim için savunma görevini gören florayı yani bizim için faydalı dost mikropları dost bakterileri öldürüyor. Dolayısıyla bizim savunma hattımız bozulmaya başlıyor. Bir diğeri yine bağırsaklarımızda flora bakterilerine karşı bir denge oluşsun diye oluşan çok küçük miktarda olan mantar. İkisi bir denge halindedir. Eğer siz çok fazla şeker, rafine şeker, rafine un gibi maddeleri tüketirseniz bağırsaklarınızdaki bu patojenler de çoğalır ve bağırsaktaki bakteriyel düzen bozulur. Bunların hepsi bağırsak düzenini ve geçirgenliği bozan nedenler. Bunun üzerine antienflamatuar ilaçlar, hormonal açıdan farklı bakterileri ihtiva eden yiyecekler, ağır metalli ya da zirai açıdan çok desteklenmiş ve zirai ilaç kalıntıları olan gıdaları tüketerek bağırsak duvarlarımızı etkileriz ve buradaki geçirgenliği bozarız. Sonuç: Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) olur. Geçirgen bağırsak sendromu (leaky gut) kronik hastalıkların başta otoimmun hastalıklar olmak üzere birçok kronik hastalıkların temelinde yer alan önemli bir rahatsızlıktır. Mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Otoimmun Hastalıklar İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Sağlıkla ilgili hiçbir konuda garanti verilmesi doğru değildir. Hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığı gibi, hastalarımıza da “%100 kesin tedavi”, “garantili sonuç”, “tedavi garantisi” gibi söylemlere itibar etmemelerini öneriyoruz.
Evet, yararlanılabilir. Ameliyat öncesi ya da sonrası, ilaç tedavisi ya da farklı terapi yöntemleri öncesi, sırası ve sonrası süreçlerde biorezonans tedavisi uygulanmasının bir sakıncası yoktur. Aksine kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemlerin etkinliğinin artmasına destek olurken, istenmeyen yan etkilerinin de azalmasına ve hatta ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.
Tedavi planı kişiye özgü olarak belirlenir. Seansların süresi, sıklığı ve uygulanacak program, tamamen kişiye özgü olarak planlanır. Dolayısıyla tedavi süresi de buna göre değişkenlik göstermektedir.
Tedavi planı kişiye özgü olarak belirlenir. Seansların süresi, sıklığı ve uygulanacak program, tamamen kişiye özgü olarak planlanır. Dolayısıyla tedavi süresi de buna göre değişkenlik göstermektedir.

İletişim

Çalışma Saatleri

Pazartesi
08:30 – 18:30
Salı
08:30 – 18:30
Çarşamba
08:30 – 18:30
Perşembe
08:30 – 18:30
Cuma
08:30 – 18:30
Cumartesi
08:30 – 18:30
Pazar
Kapalı